Filistin – İsrail Hattında Neler Oluyor?

Çok enteresan günler yaşıyoruz.

İki gündür dünyanın gözü kulağı Ortadoğu’da…

Bir anda dünyayı “tek göz” üzerinden kontrol ettiğine inanılan ve egemen güçlerin desteğini hiçbir zaman esirgemediği İsrail’in bütün şehirlerine yönelik başlatılan Aksa Tufanı, yıllarca Filistin’e zulmeden, Kudüs’ü işgal etmiş ve Mescid-i Aksa’yı yıkmanın hayalini kuran Siyonist rejime karşı mazlumların sevinmesine vesile olmuştur.

Şu an egemen güçler İsrail’e, Müslüman coğrafyalar ise Filistin’e destek kampanyaları düzenleniyor.

Ancak şu soruları da sormak zorundayız.

• Hamas bir anda bu kadar geniş alanı nasıl buldu?
• Dünyayı gözetlediğine inanılan Demir Kubbe’nin bir anda gözleri kör mü oldu? Yoksa gözlerini mi kapattı?
• Eğer gözlerini kapattı ise bu olayların ardından Mescid-i Aksa’nın yıkılması dâhil, Filistin’de, Filistin’in her yerinde bir büyük yok oluş mu bekliyor Müslümanları?

Elbette Siyonist rejimin zulümlerinden dolayı Müslümanların yürekleri yanık ve Müslüman toplum, Siyonist Rejime karşı girişilen her eylemi ciddi manada destekliyor.

Fakat zamanı da iyi okumalıyız.

Unutulmasın ki, Yahudiler 2024’te Mescid-i Aksa’nın yıkılıp yerine sözde Süleyman Mabedi özde ise Babil Zigguratı’nı, ABD’nin beklentileri doğrultusunda inşa etmek için mazeret aramakta.

Ya böyle bir mazeret oluşturmak üzere Hamas’ın önünü açıp “gel gel” yaparak, ABD desteğiyle Aksa’ya bomba yağar ve Filistin’in her noktasında yok edici bombalarla Müslümanlar katledilirse?

Bu durum bir ön hazırlık olabilir mi?

Türkiye olarak durmamız gereken yer, her iki tarafı da masaya oturmaya zorlayıp bir büyük felaketin eşiğinden dönülmesini sağlamak değil midir?

Öyle ya tarihler 11 Eylül 2001’i gösterirken, yıllardır Afganistan ve Irak’ı işgal etmek için bahane arayan ABD’nin New York eyaletinde ikiz kulelere saldırı yapılmış ve adeta yıllardır beklediği fırsat ayağına gelmişti Amerika’nın. Önce Afganistan sonra Irak özelde El-Kaide genelde de terör bağlantılarını yok etmek gerekçesiyle işgal edilip öz benliğinden koparılarak bir enkaz yığınına dönüştürülmedi mi?

Bu günlerde yaşananlar da siyasi olarak iç hesaplaşmalara düşmüş, bölgede ve küresel iklimde etkinliği yavaş yavaş yok azalmaya başlamış İsrail ve Netanyahu rejiminin elini güçlendirmek için Hamas’a alan açılıyor olamaz mı?

Bir sonraki aşamada Hamas’ı bahane ederek zaten işgal altında olan Filistin’i tamamen yok etmek, Kudüs’ü topyekün ele geçirmek ve en nihayetinde Mescid-i Aksa’yı yıkma planlarını gerçekleştirmek olamaz mı?

Bu süreçte İslam ülkelerinin sessiz kalmalarının çok tehlikeli olduğu bir gerçek. Türkiye Cumhuriyeti olarak İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere tüm uluslararası örgütleri olağanüstü toplantıya davet edip her iki tarafı ateşkese çağırmak, bir büyük katliamı önlemeye liderlik göstermek en doğru seçenek gibi duruyor.