Dünyanın Yarısı Açlıktan, Diğer Yarısı Tokluktan Ölüyor. | Dünya Gıda Günü

Ülkemizde ve dünyada her yıl üretilen 4 Milyar ton gıdanın üçte biri yani 1.3 Milyarı tonu aşkın gıda, üretim sırasında zayi olmakta veya sonrasında israf edilmektedir. Üretilen her üç ekmekten birinin israf olduğu dünyada, her dokuz kişiden biri açlıkla karşı karşıya kalmaktadır.
Yapılan son araştırmalara (Optimar 2019) göre yüzde 89,9’u Müslüman olan ülkemizde de gıda israfı azımsanmayacak kadar ciddi noktadadır. Araf Suresi 31. Ayetindeki “Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz” hükmüne rağmen, israfın Müslüman coğrafyada ve ülkemizde de çok ciddiye alınmadığı maalesef artık malumun ilanıdır.
Yüzde 90’a yakını Müslüman olan ülkemizde, gıda israfı yıllık 26 Milyon tonu aşmış durumdadır. Ülkemizde yıllık toplanan 33 milyon ton çöpün 14.5 Milyonunu atık gıdalar oluşturuyor. İsraf sadece sofra aşamasında değil, daha satışa sunulma anında bile karşımıza çıkıyor. Sırf İstanbul ve Ankara Sebze Hallerinde her gün tonlarca meyve ve sebze henüz satışa bile çıkmadan çürüyor, eziliyor, çöp oluyor.
Maddi Kayıp Kadar, Su Kaybı da Alarm Veriyor.
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın 2020 yılında hazırladığı rapora göre, ülkemizde her yıl ortalama 4 Milyar Euro’yu bulan gıda israfı yaşanmaktadır. Gıda israfı sadece maddi kayıp yönüyle sınırlı kalmıyor, susuzluk ve kuraklık tehlikesini de beraberinde getiriyor. Ülkemizdeki ekmek israfından kaynaklanan su kaybı 2.5 Milyon metreküpü aşarken bu miktar nüfusu 20 milyona yaklaşan İstanbul’un bir günlük su ihtiyacını fazlasıyla karşılıyor.
Dünyanın Yarısı Açlıktan, Diğer Yarısı Tokluktan Ölüyor!
Birleşmiş Milletlerin her sene düzenli olarak yaptığı araştırmada, her geçen gün daha fazla kişinin açlık tehdidi ile karşı karşıya kaldığı gerçeği ortaya çıkıyor. “Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu” raporunda 2019 yılında dünyada açlık sınırının altındaki kişi sayısı 700 Milyona ulaşmıştır. Bu veri, açlık sınırındaki kişi sayısının 2018 yılına göre 10 milyon, önceki son 5 yıla göre 60 milyon arttığını gösteriyor. Aynı rapora göre, açlık çeken kişi sayısı en fazla Asya ülkelerinde görülürken, açlık en hızlı Afrika ülkelerinde yayılıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun verilerine göre ise açlık çeken kişi sayısı 820 Milyon… 150 Milyona yakın çocuk ise, açlık kaynaklı gelişim ve büyüme geriliği çekiyor.
Açlığın bu denli yüksek olduğu dünyada, başka bir tehlike de lüks yaşam ve bilinçsiz beslenmeden kaynaklı obezite… Dünyada 2019 verilerine göre, yaklaşık 700 milyonu yetişkin, 120 Milyonu 5 – 19 yaş arası olmak üzere 820 milyondan fazla kişi obez, 5 yaşın altındaki 40 milyon çocuk ise normal kilosunun üzerinde yaşıyor. Obezite kaynaklı sağlık problemleri tedavi edilirken harcanan kaynak, dünya genelinde 2 trilyon doları aşıyor.
Açık Büfe Kahvaltı ve Yemekler Büyük Tehlike…
Özellikle turizm sektöründe cazibe kaynağı olan açık büfe kahvaltı ve yemekler gıda israfını tetikliyor. Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye İsraf Raporu 2019 verilerine göre, ülkemizde bireylerin tabağına aldığı yemeğin tamamını bitirme oranı yüzde 75. Yani her yüz kişiden 25’i tabağına aldığı yemeği bitirmiyor, israfına yol açıyor. Açık büfe kahvaltı ve yemeklerde ürün çeşitliliği ve hepsinden tatma arzusu dolayısıyla gereğinden fazla yemek ve kahvaltılık tabağa alınmakta ve tamamı tüketilemeden arta kalmakta, israf edilmektedir. Aynı rapordaki verilere göre, halkın yüzde 22.8’i satın aldığı gıdayı çöpe attığını belirtmektedir.
İsraf Her Gelir Düzeyi için Büyük Tehdit ve Tehlike
Ticaret Bakanlığı verilerine göre, aylık geliri 10 bin ve üzeri olan kesimin yüzde 33.3’ü satın aldığı gıdayı tüketemeden çöpe attığını belirtirken, 7.500 ve 10.000 TL arası geliri olanların yüzde 35’i, 1.400 TL ve altı aylık gelire sahip olanların ise yüzde 20’si satın aldığı gıdayı tüketemeyip çöpe attığı ortaya çıkmıştır.
Tek Sebep Fazla Alınması Değil, Bozulma!
Satın alınan gıdanın çöpe atılma sebebi olarak en öne çıkan “bozulma”. Yani satın alınıp çöpe atılan gıdanın yüzde 74’ü bozulma kaynaklı israfa neden oluyor. Buradan da anlaşılıyor ki, özellikle satın alınan gıdanın saklanmasında yapılan yanlışlar o gıdanın israfına yol açıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı da özellikle son yıllarda ortaya koyduğu #GıdanıKoru kapmanyası ve #SofranaSahipÇık mottosu ile gıdanın hangi sebeple olursa olsun israfına savaş açmış durumda. Üretimden tüketime, saklama ve depolama aşamasından kullanıma kadar pek çok konuda eğitim faaliyetleri yürütüyor, gıda israfına dikkat çekiyor. Düzenlediği eğitimler ve sosyal medya kampanyalarıyla artık gıdaların nasıl değerlendirilebileceğini, saklama koşullarının iyileştirilmesi halinde ürünlerin daha uzun ömürlü olacağını vurguluyor.
Gıda İsrafı Nasıl Önlenir?
Markette:
- Sürekli ısı ölçümleri,
- Minimum aktarma yaparak taşıma,
- İlk giren ürünü ilk çıkarmak suretiyle bozulmayı önleme,
- Soğuk muhafaza,
- Bilinçlendirme ve farkındalık çalışmaları,
- Paketleme ve planlamanın düzenli tutulmasıyla marketlerde gıda israfı en aza indirilebilir.
Restoran ve Kafelerde:
- Stok yönetiminde kullanılan en önemli yöntemlerden biri olan FIFO ( ilk giren, ilk çıkar) yönetimini kullanın. Eski ürünleri rafın ön tarafına koyarak yeni ürünlerden daha önce tüketilmesini ve tercih edilmesini sağlayın.
- Stokların doğru ve düzenli tutulmasını sağlayın. Hangi ürünün son kullanma tarihinin ne zaman biteceğinin kaydı tutulursa ürünün israf edilmeden kullanılmasını sağlarsınız.
- Ürünleri satış miktarına göre stoklama yapmak, gıdaların hızlı ve pratik bir şekilde saklanmasına imkân verir.
- Gıdaları uygun saklama ve depolama koşullarına göre saklamalısınız.
- Gıdaları konserveleyerek saklamak ömürlerinin korunmasını sağlar. Konserve yöntemlerini deneyin.
- Ürünleri son kullanma tarihi geçmeden kullanmaya özen gösterin. Ancak son kullanma tarihini kaçırdığınız gıdaları hemen çöpe atmak yerine tat, görünüm ve koku olarak kullanılabilir olanları değerlendirin.
- Ön hazırlığı yapılan yiyeceklerin miktarını sınırlı tutun. Ne kadar az yiyeceği önden hazırlarsanız o kadar az israf yapmış olursunuz.
- Son kullanma tarihi yaklaşan gıdaları değerlendirin.
- Önceden hazırlanmış ancak kullanılmamış malzemelerle alternatif tarifler hazırlamaya çalışın.
- Hazırlanmış, pişmiş malzemeleri çalışanlarınıza teklif edin. Çöpe atmak yerine ikram edin.
- Zengin menüler hazırlamak yerine, porsiyonları küçültülmüş ve sınırlandırılmış menüler hazırlayın. Seçenekleri sınırlandırılmış menüleri hem hazırlamak hem de saklamak daha kolay olur.
- Hazırlanıp kullanılmayan gıdaları gıda bankaları ve yardım kuruluşları aracılığıyla bağışlayın.
- Yemekleri sunacağınız servis tabaklarının ve tencerelerinin boyutunu küçültün. Büyük servis tabakları küçüldükçe menüdeki çeşitlilik artar.
- Mümkün olduğunca tek kullanımlık paketlerde, tekli ürünler servis etmeyin. Yeniden kullanılabilir paketleme seçeneklerini tercih edin.
- Açık ve net etiketlerle büfede servis edilen yiyecekleri tanıtın. Etiketler ne kadar detaylı ve açık olursa müşteriler de yemeklerin içeriğini sağlıklı değerlendirir ve yemeyeceği seçeneklerden uzak durur.
- Yemekleri süslemek için salatalık, yumurta, meyve ve sebze kullanmayın. Süs amaçlı kullanan tüm gıdalar çöpe gidiyor.
- Açık büfede pişirerek hemen müşterilerinize yiyecekleri servis edin. Böylece hem müşterilere tercih ettiği kadar porsiyon pişiriliyor hem de sıcak servis olanağı sunuluyor. Ayrıca yapılan araştırmalara göre taze ve sıcak pişen yiyecekler müşteriler tarafından daha çok tüketilmektedir.
- Tabak boyutuna göre değil ağırlığına göre fiyat belirleyin. Açık büfelerde tabak büyüklüğüne göre fiyat belirlemek müşterilerin ihtiyaçlarından çok daha fazlasını almalarına sebep olur. Ağırlığa göre fiyat belirlemek müşterilerin ölçülü ve tüketecekleri kadar seçim yapmalarını sağlar.
- İhtiyaçtan fazla porsiyonlar hazırlamayın ve abartmamaya özen gösterin. Standart boy hesabını yapın ve tüm yiyecekleri ona göre hazırlayın..
- Müşterilerinize küçük, orta, büyük boy seçenekler gibi alternatif porsiyon seçenekleri sunun.
- Müşterilerinize garnitürleri seçme hakkını verin. Onlara yemek istemediği bir yemeği zorla yedirmeyin.
- Müşteri planlamanızı iyi yapmalısınız. Hangi dönemde ne kadar müşteriyi ağırladığınızı detaylı takip edin.
- Müşterilerinize, tabaklarında kalan yemekleri paket olarak vermeyi her zaman teklif edin.
- Catering şirketleri özellikle yemek tekliflerini kişiye göre değil parça başına vermelidir. Böylece ön hazırlığı yapılacak yiyeceklerin azalmasını sağlayarak israfı azaltırsınız.
Evde:
- Çöplerinizi ambalaj ve mutfak olarak sınıflandırmak bir düzen oluşturmanıza yardımcı olacaktır.
- Çöpe giden her gıdanın listesini mutlaka yapın.
- Hazırladığınız listeyi belli bir süre sonra kontrol ederek en çok hangi gıdanın çöpe gittiğini belirleyin.
- Buzdolabınızla aranızı hep iyi tutun. İçinde hangi gıdaların olduğunu her zaman takip edin.
- Son kullanma tarihi yaklaşan gıdaları değerlendirin.
- Ne pişireceğinizi haftalık pişirme listesi oluşturarak karar verin.
- Var olan gıdaları değerlendirin ve onları tükettikten sonra alışverişe çıkın.
- Daha sık ama az miktarda alışveriş yapmaya çalışın.
- Alışveriş listesi hazırlamadan asla alışverişe çıkmayın. Hazırladığınız listenin dışına çıkmayın.
- İhtiyacınıza göre bir miktar belirleyin ve ona göre alışverişi gerçekleştirin.
- Alışverişe her zaman tok karnına gitmeye çalışın. Açken yapılan alışverişlerde ihtiyacınız olmaya gıdalarla birlikte sağlığa zararlı gıdaları alabilirsiniz.
- Tüketebileceğinizden fazla gıdaları pişirmeyin. Porsiyonları evdeki kişi sayısına göre hesaplayarak hazırlayın. Böylece herkesin karnını doyururken israfın da önüne geçmiş olursunuz.
- Tabağa servis yaparken azar azar koyun. Unutmayın gözünüzün değil midenizin doyması daha önemli. Böylece hem gıda israfının önüne geçecek hem de sağlıklı beslenme alışkanlığınız edinmeyi kolaylaştıracaksınız.
- Dün, dünde kalmasın. Doğru saklanan her yemek lezzetini ve faydasını korur. Böylece birkaç günlük yemeğinizi afiyetle tüketebilirsiniz.
- Yemek yapmak, resim çizmek kadar yaratıcı bir iştir. Elinizdeki artık yemekleri çöpe atmak yerine değerlendirin. Kendi kombinasyonlarınızı ve tariflerinizi yaratın.