Tavuk ve İneğin “Yumurtalı Sucuk” Ortaklığında İnsan İlişkilerine Bakış

Günümüzde gerek sosyal alanda gerekse de kamusal alanda insan ilişkileri ya pamuk ipliğe bağlı olarak yürür ya da tek taraflı çıkar kaygısından dolayı suni bir yapıda ilerler. Bu yazımda tavuk ve inek arasındaki “yumurtalı sucuk” ortaklığından yola çıkarak günümüzdeki insan ilişkilerini konu edindim.
Yemyeşil bir çayırda otlayan ineğin yanına yürüyüşünden kendine güveni apaçık belli olan bir tavuk yaklaşır ve “inek Hanım, senle ortaklaşa harika bir iş fikrim var, ne dersin? Birlikte çığır açabiliriz” der. İnek düşünür, ama olumsuz bir durum göremediğinden olacak ki “tabii ki tavuk kardeş, çok mutlu olurum” diyerek kabul eder ve “peki ne yapacağız, var mı bir teklifin?” diye sorar. Tabii tavuk kurduğu plan doğrultusunda bu soruya hazırlıklıdır ve hemen cevap verir: “düşünmez olur muyum? Harika bir proje ile geldim buraya. Hem projemi hazırladım hem de piyasa araştırması yaptım.” der ve devam eder
Sonbahar ve kış aylarında yumurtalı sucuk çok talep ediliyor. Hem sonbahara da girmek üzereyiz. Güzel bir lokanta açalım ve sadece yumurtalı sucuk yapalım. Yumurtası benden olsun, sucuğu da senden. Çalıştıracağımız lokantayı buldum, sahibi ile de konuştum hemen her konuda da anlaştım. Sen evet dersen bu iş tamam inek hanım.”
İnek tavuğun tatlı dili ve anlatımından etkilenir ve ihtiyaç duymadan “çok güzel fikir, çok sevindim” der ve böylece tavuk – inek ortaklığı başlamış olur.
Bir süre sonra tavuk yanında bir kasapla, çayırda otlayan ineğin yanına gelir. Oldukça karlı bir işe girmiş olmanın huzuru ve ineği kandırıp kazık atmanın hazzı ve hinliği ile ineğe yaklaşır.
“İnek Hanım, her şey tamam. Lokantayı kiraladım. Koltuklar, masalar, aşçımız ve garsonlarımız bile hazır. Ben payıma düşen işi yaptım ve yumurtaları mutfağa bıraktım. Sana düşen kısmını da en sorunsuz bir şekilde halletmek ve sana acı vermemek için şehrin en ünlü kasabını getirdim. Sen şimdi çimene güzelce uzan, kasabımız seni güzelce halledecek. Sonra da sucuklarımızı hazırlayacağız. Değerli müşterilerimize de yumurtalı sucuklarımızı birkaç gün içinde afiyetle sunacağız.”
diyerek planı anlatır.
İnek düşünür ve aldatılmış olmanın üzüntüsü, canını kurtarmanın telaşı ile “tavuk kardeş, ben bu ortaklıktan vazgeçtim, bu ortaklık benim canımla sonuçlanacak, bana çok pahalı gelecek” der ve canını kurtarmayı başarır ve büyük ortaklık biter.
Tavuk, başkasına kazık atma ve başkasını kandırıp kendine daha büyük çıkar sağlama düşüncesiyle ortaklardan birinin daha çok zarar göreceği hatta canından olacağı “yumurtalı sucuk” ortaklığı planlamak yerine, her iki ortağın da aynı oranda etkileneceği ve eşit çıkar sağlayacağı “peynirli omlet” planı yapsaydı hem kimse canından olmayacak hem de yeni tavuklar ve ineklerin de katılmasıyla büyüyerek devam eden ve herkesin kazanacağı bir ortaklık kurulabilecekti. Öyle ya, yumurtalı sucuk ortaklığında tavuk sadece yumurtasını verirken, inekten sucuk için etini yani canını ortaya koymasını istiyordu. Fakat peynirli omlet ortaklığı kurulsaydı, tavuk yumurtasını verirken inek de sütünü vermiş olacaktı.
Günümüzde kamusal alanda veya sosyal hayatımızda da suni gündemlerle ayakta tutulmaya çalışılan bir tarafın kazanç sağlarken diğer tarafın zarar göreceği birliktelikleri fazlaca görüyoruz.
İnsan ilişkilerinde tek taraflı çıkar üzerine kurulan bir birliktelik sağlıklı bir iletişim halini alamayacaktır. Suni gündemler ve suni yönlendirmelerle bir süre bu ilişki ve beraberlik yürüyor gibi görünse de tek tarafın çıkar sağlayacağı, bir tarafın zarar göreceği bir ortaklıkla tüm ilişki çökecektir.
İlişkilerinizin “yumurtalı sucuk” ortaklığı değil de karşılıklı sevgi, saygı ve aynı oranda kayıp ve kazançların yaşanacağı “peynirli omlet” ortaklığı şeklinde olmasını diliyorum…
Sefa BURAN